17 Nisan 2008

Kontrol 2

Esasında dün akşam annemlerde koltuk üzerinde bir yandan annemin vişne kompostosunu yerken, bir yandan sıcacık bir evde (yuvada) sarıp sarmalanmışken, bir yandan da göz ucuyla Yasemin Yalçının dizisine takılmışken yazıyordum ama beklenmedik bir anda kuzen ve yenge gelince, bende nasılsa yarın (yani bugün) kan sonuçlarını beklerken yazarım diyerek onlarla elverdiğince bir muhabbete daldım.
Elverdiğince diyorum çünkü akşama doğru pilim bitiyor, başka bir boyuta geçiyor gibiyim - uyuşuk bir boyut.
Bahar'dan diyip geçiyorum.
Sonuçta yine de saat 24de dek ayakta kalmayı, internete girmeyi, kitap okumayı, sohbet etmeyi ayakta uyuyakalmadan başardığıma göre durum çok da vahim değil :-))))

Dün öğlen saat tam 14 de iş yerinin lavabosunda o ismi orangutanı çağrıştıran iğneyi nasıl yapacağım diye düşünürken, bir işe girdin madem, sonunu da getir edası ile yapıverdim. Veee esasında herşeyin beyinde bittiğini anladım.
Heh hiç de zor değilmiş diye tam böbürleniyordum ki, pantolonumun düğmesini kapatamadığımı farkettim. Düğme iğne yerine değiyordu....
Ben panik, ne olacak şimdi derken, biraz ilgi ve alaka ile göbeğimi acımaması için ikna ettim ve sonunda da enerjik bir vaziyette işimin başına döndüm.
Akşam saat 19 gibi olmam gereken iğne için arabayı annemlere bırakıp önce Gülşen ablaya gittik. Ama o iğneyi yapamayacağını söyleyince doğruca hastane yolunu tuttuk.
Önce orada derdimizi anlattık.
İğneyi vuracak kişi bana bilgi vereceğine ben bilgi veriyordum ona :-))))

Neyseki eli hafifmiş.

Oradan annemlere gittik tekrar ve güzel bir akşam geçirdikten sonra eve geçtik.
Kuzen ve yenge ile de ne zamandır görüşmüyorduk (Pazar'dan beri), iyi oldu.

Ve şimdi de bu sabah şaşırtıcı derecede açık olan bir trafikte çabucak geldim merkeze.
Kan vermek yine işkenceydi (ciddi soruyorum, damarları kalınlaştırma metodu bilen varmı????), ardından Çarşamba günkü beklemeye inat hemen muayneye alındım.
Enver bey yine her zamanki gibi nazik bir tavırla selamladı. Bugün farklı bir enerjisi vardı.
Yumurtaların ebatlarını hemşireye yazdırırken ben de saydım.
Sayıyı nazar değmesin diye kimseye - Sevgilim dahil - söylememe kararı aldım ama geçen seferin 2 katı olduğunu duyunca bir hayret nidası attım ve dayanamayıp Doktoruma sordum.
Geçen sefer çok ağrım olduğundan 1 yumurtalığa bakmış.
Bende doz düşük diye bu sefer daha az yumurta oldu sanıyordum. Değilmiş meğerse.

Bu arada bulantılarımda azalma var.
Hatta dün 1 ader Ferrero Küsschen bile yiyebildim.
Gerçi doyma mekanizmam epeyce hızlı çalışıyor ama olsun.
Az ve öz beslenmeye devam.

Şimdilik benden haberler böyle.

Birazdan kan sonuçlarım çıkar ve yeni doz ayarlaması yapılacak o sonuçlara göre.

Bakalım neler olacak.

Kasıklarımdaki ağrılar haliyle arttı ama dayanılmaz boyutta değil.
Şimdilik beni rahatsız eden bir şey yok.

Bakalım bugün de yine extradan iğneler olacakmı?
Kalça iğneleri ve kan almadan olsa keşke bu işler amaaa....

Neyse, şikayet yok....
Bir amaca ulaşmak istiyorum madem, bu minik engelleri de göze alacağız.
Hem belkide bu sayede iğne korkumla yüzleşme imkanım oluşur....

Sevgiyle

(bugün Cuma 18 Nisan. Ama yazıya dün akşam başladığım için ve taslağı değiştirdiği için dünün tarihi var. Sanırım biraz kafası karıştı Blog'umun...Öğreneyim hepsini çözeceğimdir)

1 yorum:

Adsız dedi ki...

hey ordaki büyük bir serüven bu ve ben takipteyim...